SEZON 1 – PİLOT BÖLÜM
Merhaba Sevgili Kriptoseverler,
İlk defa 2019 yılında başlayan, Türkiye’de türünün ilk örneği olan CryptoMath Online Matematiksel Şifreleme Yarışması’nın ilk sezonu (Kırmızı Montlu Kız), Türkiye genelinde okullarımızın kurduğu iki, üç veya dört öğrenciden oluşan, 200’e yakın takımın katılımıyla başarıyla gerçekleşti. Şifreleme tekniklerini, Senem ve Berke’nin maceralarıyla birleştiren yarışmada amaç; her bölüm sonunda, gizemli bir kriptonun takımlar tarafından bir hafta süre içerisinde çözülmesidir. En hızlı doğru cevabı veren takımın en yüksek puanı aldığı, diğer takımların aldığı puanlara göre sıralanıp, 7 bölüm sonunda en fazla puan toplayan takımların yarışmada derece elde ettiği CryptoMath Matematiksel Şifreleme Yarışması, öğrencilerin matematiksel zekası, işlem yeteneği, pratik zekası, detay odaklılığı, dikkat ve muhakeme yeteneği ve takım ruhunu geliştirmeyi amaçlamaktadır.
2019 yılında yayınlanan ilk sezonu siz kriptoseverlere hediye olarak sunuyoruz. Her hafta yayınlanan hikaye ve kriptoya ulaşmak için tek yapmanız gereken aşağıdaki hikayeyi takip edip, şifreyi çözüp, cevap alanına girmeniz.
Cevap sayısal ise rakam kullanmalısınız. Harfle yazmanız gereken yanıtları ise küçük harfle yazmalısınız.
Kahramanlarımız ile birlikte matematiğin eğlenceli dünyasına gerçekleştirdiğiniz gizemli yolculukta başarılar diliyoruz.
GİZEMLİ YAZI
2 yıl önce…
Soğuk kendini iyiden iyiye hissettirmeye başlamıştı. Kış için montlar, kışlıkların arasından çıkmış artık soğuyan hava yazlık kıyafetlerle vedalaşma vaktinin geldiğini sık sık hatırlatmaya başlamıştı. Okul açılalı birkaç hafta olmuştu fakat hem öğretmenler hem de öğrenciler uzunca süren yaz tatili sonrası artık tatil havasını üstlerinden atmış, derslere iyice konsantre olmaya başlamıştı. Fakat bunu Senem için söylemek çok da doğru olmazdı. O, hala derslerde dalgın bakışlarla sınıfın penceresinden dışarıyı seyrediyor ve bu istemsiz davranışından ötürü neredeyse her gün öğretmenlerinden ‘Senem, tahta bu tarafta’, ‘Sanırım bedeni burada olan fakat aklı dışarıda kalan arkadaşlarımız var’ gibi tatlı sert uyarılar karşısında kıpkırmızı yanakları ile gülüşmelerin odağı olmaktan kurtulamıyordu.
Ta ki o güne dek…
Haftanın son matematik dersiydi ve zilin çalmasına 5 dakikadan az bir süre kalmıştı. Bir sonraki ders olan beden dersi için tüm sınıfta yavaş yavaş kıpırdanmalar, heyecandan gülüşmeler başlamıştı. Sadece bir kişi hariç neredeyse herkes birlikte hangi aktiviteyi yapacaklarının planını yapıyordu. Derse olan ilginin azaldığını fark eden Murat öğretmen, yavaş ama kararlı adımlarla sıraların arasından o kişiye doğru yaklaştı. Senem’e. Öğretmenin kararlılığı ve ciddi tavrı karşısında kıpırdanmaların yerini meraklı bakışlar ve sessiz bir bekleyiş aldı. Sınıfta çıt çıkmıyordu. Senem ise sınıftaki diğer herkesin aksine durumdan habersiz, yine bulutları seyrediyordu.
Öğretmeni bulutlara dalıp gitmiş Senem’in kulağına doğru hafifçe eğilerek ‘sence uzayda hayat var mı?’ diye fısıldadı. Senem irkilmiş ve birkaç saniyede kiraz kırmızısına dönen yanaklarını gizlemeye çalışarak:
– Çok özür dilerim öğretmenim, şey ben… Ben dalmışım.
Tüm sınıfta yine aniden gülüşmeler başlar başlamaz, Murat öğretmen işaret parmağını dudaklarına götürerek herkesin yine sessizliğe bürünmesini sağlamıştı.
– Gerçekten fikrini merak ediyorum. Atmosferin dışına çıktığımızda yani ekzosferi de aştıktan sonra, uzayın derinliklerine ve henüz insanoğlunun gözlemleyemediği, galaksimizin oldukça uzağına yol aldığımızı düşünsek, sence orada bir hayat belirtisi bulabilir miyiz?
Senem’in gözleri ışıldadı.
– Bunu kesin olarak bilmiyoruz öğretmenim. Ama gerçekten fikrimi merak ediyorsanız, sonsuz evrende başka yaşam formlarının da olabileceğini düşünüyorum.
Murat öğretmen, gülümsedi. Aldığı cevaptan oldukça memnun görünüyordu. Sınıftaki herkes, Murat öğretmenin Senem’e biraz kızacağını düşünürken, onun yüzündeki memnuniyet ifadesi yerini gözlerdeki şaşkın bakışlara bırakmıştı. Murat öğretmen, şaşkın bakışları delen bir ses tonuyla:
– Pi sayısı! Pi sayısı hakkında birkaç cümle ile dersi bitirmek isterim sevgili çocuklarım. Pi Sayısı, matematik bahçesinin en zarif çiçeklerinden biridir. Tarih boyunca matematikçiler, onun sonu gelmeyen ondalık basamaklarını hesaplamak için kafa yormuşlardır. Milyonlarca basamak. Her seferinde o basamaklarda, virgülden sonra tekrar eden bir düzen aramışlar fakat bu çabanın bir karşılığında hala bir sonuca ulaşamamışlardır. Virgülden sonra onun 22 bin basamağını ezbere okuyan ve Guiness rekorlar kitabına geçen Daniel Tammet, onun için ‘her kapıdan pencereden giriyor’ diyen ünlü matematikçi Augustus De Morgan ve hatta 2010 yılında kendi yazdığı bir programla onun 2.7 trilyon basamağını hesaplayan Fransız Mühendis Febrice Ballard…
Tam da o sırada zil çalmaya başladı. Fakat sınıf öyle büyülenmiştir ki kimse yerinden bile kıpırdamamıştı. Murat öğretmen masasına doğru giderken sesini biraz daha yükselterek:
– Sonsuzluk! Ne gizemli bir kelimedir… Bir sonraki ders görüşmek üzere sevgili çocuklarım. Bu konuyu biraz düşünün bakalım. Hepinize beden dersinde iyi eğlenceler diliyorum.
Murat öğretmen sınıftan ağır adımlarla çıkarken, tüm sınıf da bu harika beş dakikanın büyüsünden yavaş yavaş kurtulmuş, spor çantalarını karıştırmaya başlamıştı. Bir kişi hariç. Senem… En son, sınıftan Senem çıkmıştı ve sınıfta ondan başka kimse kalmamıştı. Hızlı adımlarla sınıfının bulunduğu 3. katın koridorundan merdivenlere kadar hızla koştu. Nefes nefese kalmıştı. Son katın merdivenlerini inerken omzunun boş olduğunu fark etti. Spor çantasını sınıfta unutmuştu. Hem de bunca yol almışken. Çok geç kalmıştı ve ders başlangıç zili çalıyordu. Kendine kızacak vakit yoktu.
Hızlıca geri dönmeli ve spor çantasını almalıydı. Giyinecek zamanı nasıl bulacağını, çantasını aldıktan sonra bahçeye inene kadar düşünecek zamanı olacaktı. Ani bir manevrayla merdivenleri çıkmaya başladı. Soluk soluğa kalmıştı. Sınıfa doğru hızlı adımlarla yaklaşırken ileride belli belirsiz bir gölge görür gibi oldu. Kalbi hızla atıyordu. Geç kalmış olmanın yarattığı telaş ve vücudunun salgıladığı adrenalin hormonu, aslında orada olmayan şeyler mi görmesine neden oluyordu? Bunu düşünecek vakit yoktu. ’Hadi Senem koş, çok geç kaldın!’ Sınıfın kapısına vardığında elini kapıya dayayarak birkaç saniye soluklandı. İçeri girdi, dolabını hızlıca açtı ve spor çantasını aldı. Tam kapıdan çıkıyordu ki tahtada yazan o yazıyı fark etti.Bu yazının sınıftan çıkarken orada yazılı olmadığına adının Senem olduğu kadar emindi.Sıranın altındaki defterinden bir yaprak kopartarak tahtada yazanları kağıda geçirdi ve hızla merdivenlere koştu.
O fark etmedi ama tüm bunlar olurken bir çift göz, karşı sınıfın kapısından gizlice onu izliyordu….
Bu anlamsız harflerden oluşan gizemli yazı, şifreli bir metne benziyordu? Peki ama şifre ne olmalıydı?
Aşağıdaki butona tıklayarak yanıtınızı açılan alana giriniz. Yanıtınız doğruysa bir sonraki bölüme erişebilirsiniz. İstediğiniz kadar yanıt deneyebilirsiniz.
Eğer bulduğunuz bir sayı ise rakamla yazınız. Bulduğunuz şifre bir kelime ise küçük harfler kullanınız. Birden fazla kelime bulduysanız kelimeler arasında boşluk bırakmayınız. Bitişik yazınız.
Her sezonun ilk bölümü Pilot Bölüm olarak adlandırılır. Bu bölümde hikayeye giriş yapılır ve bulmacaların nasıl çözüleceğine ilişkin genel bilgi yer alır. Yalnızca sistemi kullanmak için aşinalık kazanılır. Bu sebeple bu bölümün yanıtını görüntülemek için aşağıdaki cevabı görüntüleme butonuna tıklayabilirsiniz.
Bulmaca içerisinde verilen harf diski bir şifreleme metodur. Bu metoda göre
alfabedeki tüm harfler sırasıyla bir başka harfe karşılık gelmektedir. İpucu olarak A=f
verilmiş. Yani her harf yerine kendinden 6 harf önceki harf yazılmıştır. Siz de kendi harf
diskinizi bu yöntemle oluşturarak arkadaşlarınız için şifreli yazılar hazırlayabilirsiniz. Diskin
ortasındaki yuvarlak kısmın döndürülebilir olmasına dikkat ederseniz, arkadaşınız onu
döndürüp doğru harfe denk getirerek (anahtarı kullanarak A=f) diğer harfleri kolaylıkla
bulabilecektir.
Bu yöntem ile aşağıdaki cevap elde edilmiştir.
“BEDEN DERSİNDEN ÖNCE ARKA BAHÇEDE
ÜÇÜ YİRMİ GEÇE”
Doğru Cevap:
üçüyirmigeçe